Nissan tarafından 1989 yılında Amerika pazarına yönelik kurulan premium otomobil firması Infiniti, Türkiye’de 2009 yılından beri Bayraktar Otomotiv tarafından pazara sunuluyor. Ülkemizde Infiniti’nin bilinirliği diğer premiumlara göre oldukça az olsa da bilenler genelde eski FX35 modeliyle markayı tanıyor. O derinden gelen V6 homurtusu ve güzel tasarımıyla tanınan FX35’i trafikte ne zaman görsem camı açıp sesini dinlerim. Ama bugün konumuz FX35 yada yeni adıyla QX70 değil. Bu sefer ki test konuğum Infiniti’nin yeni kompakt crossover modeli Q30. Markanın Avrupa’da elini güçlendirmek için piyasaya sunduğu ve buna paralel olarak geliştirdiği Q30, Mercedes’in A-B-CLA ve GLA modellerinde kullanılan platformun üzerine yapılmış bir otomobil.
Bu güzel otomobilin tasarımından bahsetmeden geçmek istemiyorum. Infiniti tasarımcıları Q30’u japon dizayn anlayışı ve keskinliği anlamında zirveye çıkarmış. Tam bir japon güzeli olmuş… Keskin hatlar, çekik gözlere benzeyen farlar, yüksek omuz çizgisi ve dar camlarla otomobil bakana bir daha baktırıyor. Hatta Q30’u kullandığım iki gün boyunca insanların bakışları beni rahatsız bile etti. Beyaz rengi pek sevmem ama bu otomobile kesinlikle çok yakışmış. Ön ızgaranın etrafındaki krom çerçevenin farlara doğru uzamasına bayıldım. C sütunundaki kıvrımlı kısım da çok şık görünüyor ama oraya ne zaman baksam aklıma Citroen Ami geldi. Bu arada test aracım ilk ithal edilen modellerden biri olduğu için tavan rayları yer almıyor. Yeni gelenlerde tavan rayı mevcut.
Infiniti Q30’un iç mekanı premium bir otomobil olduğunu sonuna kadar hissettiriyor. Deri kaplı ön konsol ve ahşap görünümlü kaplamalar çok güzel. Aynı şekilde kapı üstlerinde kullanılan yumuşak plastikte kaliteyi iyice arttırıyor. Konsolun alt kısımlarında yani torpido etrafında sert plastik kullanılmış ancak kalitesiz bir malzeme değil. Sürücünün sağ bacağını konsola dayadığı kısmında yumuşak deri kaplanması hoş bir uygulama. Göstergeler, direksiyon üzerindeki kontrol tuşları ve diğer kontroller birebir Mercedes GLA’dan alınmış olsa da iç mekanda özgünlük eksiği var diyemem. Premium otomobillerde işçilik çok önemlidir; Q30’un iç mekanında da işçilik gayet iyi, tüm parçalar ve tuşlar yerlerine güzel oturtulmuş herhangi bir esneme yada oynama yok. Kapılardaki kol dayama yerleri de deri ve kolunuza iyi destek sağlıyor.
Torpido gözünün içi çok güzel bir malzemeyle kaplı.
Arka yaşam alanı biraz dar. Ancak geniş olmak gibi de bir iddiası yok zaten. Baş ve diz mesafesinde sınır 1.85-1.87 m civarı. Daha uzun boylu kişiler sıkıntı yaşayacaktır. Ortaya oturacak 3.kişi ayaklarını iki yana açarak oturmak zorunda çünkü şaft tüneli oldukça yüksek. – Şaft tünelinin o kadar yüksek olmasının sebebi Avrupa’da QX30 adıyla satılan 4 çeker versiyonunda olması.
7” ekran boyutuna sahip multimedya sistemi hem dokunmatik olarak ekran üzerinden hemde orta konsoldaki kumandadan kontrol edilebiliyor. Sistemin kullanımı biraz karmaşık. Dokunmatik ekranın dokunmatiği güzel algılıyor herhangi bir gecikme yok. Orta konsoldaki joystickli kumanda rahat kullanılıyor, kolçağa kolunuza dayadığınızda eliniz kumandaya tam oturuyor.
Ve Q30’un sürüş dinamiklerine gelelim… Genel olarak virajlarda dengeli ve güvenli hissettiriyor. Limitlerde tatlı tatlı önden kayma eğilimine girse de olabildiğince çizgisinin dışına çıkmıyor. Arkasını oyuna dahil etmek istediğinizde verdiği tepki beklediğimden daha iyiydi. Şasisi başarılı denebilecek bir otomobil. Yerden yüksek olmasına rağmen gövde salınımı yok denecek kadar az.
Frenlere bayıldım. Pedalın dozajlaması da iyi.
18” jantlara sahip test aracımın konforunu beğendim. Geniş jantlara rağmen otomobil darbeleri güzel emiyor, çok sert bir darbeye girmediğiniz sürece süspansiyon vuruntusu sesleri gelmiyor. Q30’da konfor-yol tutuş dengesi iyi ayarlanmış.
Sonuç olarak… Q30’u gerçekten beğendim. Güzel tasarımı, yol tutuş-konfor dengesi, ideal sürüşü ve asistan sistemleriyle birlikte bu segmentte otomobil düşünenler için güzel bir alternatif.
Premium Tech donanımlı. Şu anki liste fiyatı: 189.589 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder