2007 yılında Fiat efsanevi küçük otomobili 500’ü yeniden yaratmıştı. O dönemlerde Fiat’ın küçük 500’den satış anlamında büyük beklentileri vardı. İlerleyen yıllarda işler Fiat lehine oldu, küçük 500’ün satışları oldukça başarılı seyretti. Fiat’da bunun üzerine 500 ailesini genişletmeye karar verdi ve bu kararın meyveleri 500L ve bugunkü test yazımın konuğu 500X oldu.
500X, Jeep Renegade ile aynı altyapıya sahip ve aynı fabrikada üretiliyorlar.
Orta konsolda alüminyum görünümlü bir malzeme kullanılmış, bu kısmıda çok beğendim. Hem sportif bir görünüm veriyor, hem de kalite algısını oldukça yükseltiyor. Kol dayama ileri geri hareket edebiliyor ve iç genişliği idare eder.
Eşya gözleri yeterli seviyede fakat kapı içi cepleri küçük. Torpido gözü amortisörlü ama onun da içi dar. Torpidonun üstünde bir göz daha bulunuyor. Tavanda gözlük kabı yok.
5″ dokunmatik ekran Egea’daki ekranla aynı. O yüzden yine aynı şeyleri söyleceğim; kullanımı ve arayüzü kolay, dokunmatiği başarılı. Yani “basmatik” değil. Ancak ekranın çözünürlüğü düşük. Eğer bu ekranı istemiyorsanız Cross Plus donanımda tekno paket ile gelen 6.5″ dokunmatik ekranı tercih edebilirsiniz. Ayrıca tekno pakette Beats Audio Hi-Fi ses sistemi de geliyor. Neden bunu söyledim hemen açıklayayım, benim test aracımda bu paket yoktu ve üzerindeki standart ses sistemi hiç iyi değil. Ses çabuk bozuluyor ve tizler net değil.
Arka tarafta diz mesafesi sınıfına göre yeterli. Baş mesafesinde ise limit 1.90 civarı. Arkadaki tek olumsuz detay kol dayama olmaması.
Bagaj 254 lt. Maalesef oldukça küçük.
Rüzgar sesi yalıtımı beklediğimden çok daha iyiydi. 130’a kadar rüzgar sesi pek duyulmuyor. Motor sesi ve yol sesi de pek rahatsız etmiyor.
Gelelim motor ve şanzımana;
Test aracımda 1.4 Multiair 140 HP turbo benzinli motor yer alıyor. Motor canlı bir ünite ve orta devirlerde hoş bir sesi var. TCT adlı 6 ileri çift kavramalı şanzımanla oldukça uyumlu çalışıyor. Bu arada test aracım 4×2 versiyonu. 4X4 versiyonda aynı motorun 170HP’lik hali 9 ileri çift kavramalı şanzımanla kombine edilmiş.
Şanzımanın tepkileri güzel ve performanslı kullanımda istediğinizi büyük oranda yapabiliyorsunuz size fazla müdahale etmiyor.
500X’in sürüş keyfi anlamında yavan olmasını bekledim fakat hiç öyle değildi. Yüksek yapısına rağmen virajlarda sağa sola pek yatmıyor ve yol tutuşu oldukça iyi. Eğer çok zorlarsanız önden kaymaya başlıyor fakat orta hızla girilen virajlarda direksiyona yaptığınız ufak bir müdahaleyle arkası tatlı bir şekilde geliyor ve suratınızda bir gülümseme oluşuyor.
Test aracımı ilk aldığımda açıkçası biraz konforsuz olduğunu düşünmüştüm. Fakat daha sonra Michelin Pilot Sport 3 lastiklerin havalarını kullanım kitapçığında önerilen seviyeye getirdim ve konfor seviyesi daha iyi bir hale geldi. 18″ jantlara rağmen konforu sınıfına göre yeterli diyebilirim.
Orta konsolda yer alan düğmeyle Sport, Auto, Traction modları arasından istediğinizi seçebiliyorsunuz. Sport modda gaz tepkileri belirgin bir şekilde iyileşiyor ve göstergelerin ortasındaki ekranda g kuvveti, turbo basıncı gibi değerler gözüküyor.
Traction modu, otomobil önden çekişli olmasına rağmen “cipimlen her yere giderim” modunda biriyseniz arazide size yardımcı oluyor. Fakat tabii ki bu dediklerim hafif arazi şartları için geçerli.
Aynaları oldukça büyük ve görüşü çok başarılı.
Test aracımda yer alan dinamik güvenlik paketi kapsamında çarpışma önleme sistemi, kör nokta uyarı sistemi, şerit takip sistemi, geri görüş kamerası, uzun far asistanı gibi özellikler yer alıyor. Şerit takip sistemi sadece sesli olarak uyarmıyor aynı zamanda direksiyonada müdahale ederek sizi şeridinize geri döndürüyor.
Test aracım 500X’in Cross Plus adlı en üst donanım seviyesiydi ve opsiyonel dinamik güvenlik paketi de mevcuttu. Fiyatı, 90.900 TL. Fiyatı rakiplerine göre bir miktar yüksek. Ayrıca; bu fiyatın üstüne 6.000 TL’lik deri paketi, 4.000 TL’lik teknoloji paketi ve 4.000 TL’lik Skydome yani cam tavan eklerseniz fiyat 100.000 TL’yi aşıyor.